30 Eylül 2011 Cuma

Çaycı kız...


Çaycı kız gitmiş..

Nasıl üzüldüm anlatamam, öğlen gelince ofise koşarak mutfağa baktım yoktu.. Yani hani çok beklediğin bir şeyi görmek istersin eve girince hani  annen ya da baban ya da sevgilin ya da hazır,kurulu bir masa,beklediğin mektup ne bileyim öyle bir şey işte.... Onları görmekten daha çok istedim bugün mutfağa gelince ama yerine bir tane bizim oralar kılıklı bir gencten çocuk göndermişler..Ah dedim salak kafa dün getirecektin işte,devirdin g.tünü unuttun, gitti işte kız..
Gerçi bir ya da en fazla iki günlüğüne gelmişti. 18 yaşında,inanılmaz nazik, cok güzel.. Herkes 18 yaşında gezerken o çaycı olmak için ISS’ye girmiş. Lise mezunu,üniversiteye gidecekmiş. Ayağında siyah muz çorap ama beyaz sandaletle.. Yase’ye anlattim ama öyle kıroooo diye gülerek değil,üzülerek.. Yoktur,ondan öyle giymiştir dedi. Tabii yokluktan. Sonucta 18 yaşında,modaydi şuydu buydu en çok takıldığı zamanlar..Herkes istediğini giyerke ya da gezerken o burada,ona çay yap buna kahve.. Yok bu sade değil geri götür..

Bugün yağmur yağıyor çok fena,yağmur yağınca daha bir üzüldüm. Şimdi benim yüzümden sandaletiyle gezecek.. Of yagmur yag yeter artık yağma,yeter...Yemin ediyorum öleceğim vicdan azabindan.. Şimdi yine konu iyiliğe geldi.. Kizcağız 1 günlük intibasina göre iyiydi. Sadece o yaşında çaycılık yapması bile onun iyi,sorumlu olduğunun göstergesi aslinda.. Eee noldu,bak ben ona ne guzel bir babet vercektim,sıfır km resmen,yani soylemesi ayip banana republic.. Kizcagiz gelemedi. Bu bile iyi olmamak icin bir sebep..

Yagmur yagma beeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee!

Günün şarkısı
Ceynur-Yağmuuur sen de vurup durma şu cama


Yağmurlu P.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder