31 Ekim 2011 Pazartesi

Çok yakında...

Nasıl oluyorda bir naylon-muz-ince-süper ince çorap bizi nispeten sıcak tutuyor? Yani incecik bir şey zaten,sudan geçiriyorsun 30 sn sonra kuruyor ama kışın onu giyiyorsun korusun diye ve koruyor da ya... Yani donarak ölmüyorsun ama titremekten bitap düşüyorsun sadece onu giydiğinde=) Olsun ama yine de koruyor..
Daha geniş bir zamanımda bu konuyu ele alıcam..

Dedektif P.

26 Ekim 2011 Çarşamba

Özetle...

Bu son 3 günün en acı ama en iyi özeti bence bu fotoğraf.. Sadece çatısı kalakalmış bir bina.. Adeta elinle üstten preslemissin gibi ama değil..
Uzaktan üzülüyorum, elimden geldiğince yardım ediyorum ama yine de ordaki durumu çok iyi anladığımı düşünmüyorum..Filmler sayesinde beton binanın insanı üzerine yıkılmasını hayal edebiliyorum ama yine de anlayamıyorum. O an neler çeker insan, neler düşünür, çok acı çeker mi bunu hayal edemiyorum. Kaldı ki o enkazın,betonların altında nasıl bekler umutsuzca,birine sesini duyurmak için neler yapar bilmiyorum. O an neler düşünür bilmiyorum..
Hayat devam ediyormuş gibi işe gelip gidiyoruz hepimiz,akşamları görüntüleri izliyoruz,gündüz gazeteleri okuyoruz,ağlıyoruz,üzülüyoruz ama orda soğuktan donan insanları bir anda sokakta kalan kazağı,çorabı,montu zaten olmayan ve şimdi hiç olmayan insanları anlayamayız. Başa gelmeyince anlaşılmaz..
Çoğu zaten gariban olan insanları görünce olan hep yine onlara oluyor diye düşünmeden edemiyorum..Ancak kerpiç ev yapacak gücü olan amcam yıkılan evin altından toprağı elleriyle kazıp ablasını,kardeşini çıkartmaya çalıştığını anlatırken arkadaki beton evin yıkılmadan ayakta durması bir nevi meydan okuma bir nevi ben gücümle paramla yaşıyorum,ayaktayım demesi..
Şunu diliyorum cann-ı gönülden, şu yıkılan binaları yapanların ölümleri de en az bu binalarda ölenler kadar acı olsun. Ailelerinin acısını yaşasınlar,sürünsünler ve acı çekerek ölsünler..

21 Ekim 2011 Cuma

Bugün dünyanın en güzeli benim-3

Bugün dünyanın en güzeli benim,evet yine ve 3.kez.. Dün sıradan bir kazak ve sıradan ötesi bir pantolonla çıkınca ve altına da hiç giymediğim ayakkabıları giyince kendimi sümük gibi hissettim. Saçlarım nispeten kirliydi ve daralmıştım en sonunda saçımı  yeni doğum yapmış kadınlar gibi topladım. Sonra silkindim ve yarın çok güzel olmalısın dedim kendi kendime..O sebeple ne giyeceğimi akşamdan kafamda ayarladım, sabahta aynen uyguladım. Her neyse bugün dünden çoook farklıyım, çok güzelim, inanılmaz bakımlı görünüyorum.
Ojelerin son günlerin trendi renklerinden, jeanim Mavi=) yepyeni ve daracık, gömleğim ona uygun mavi tonlarında ve çok güzel, saçlarım fönlü , deri montum çok havalı, ayakkabilarim topuklu ve kahve,kemerim ona uygun.. Takılarım yerinde ve kararında..Kısacası bugün dünyanin en güzeli benim...

O sebeple bugün her şeyi hoş görebilirim, kimseye kızmayabilirim, işlerimin hepsini bitirebilirim. Haftasonuna bomba gibi girebilirim.Cuma gününün tüm güzelliklerini yaşayabilirim. Moda bloggerlari gibi kendi fotoğrafımı koymak isterdim bugün:=) O derece yani...

Bomb P.

18 Ekim 2011 Salı

Bu sabah yağmur var İstanbul'da ve ben nefret ediyorum yağmurdan!

Kuaföre gideceğim diye yarım saat erken kalktım, kış moduna geçemediğim için incecik giyindim, yağmura rağmen süet ayakkabı giydim, arabayı kör itin öldüğü yere park ettiğim için donarak ve arabada nasılsa şemsiye var deyip çantamdakini ağır olmasın diye çıkardığım için ıslanarak arabaya yürüdüm, dallama kuaför yedide açıyorum demesine rağmen kapalıydı, yol üstündeki dallama olduğunu tahmin ettiğim ama hiç gitmediğim  diğer kuaförde kapalıydı, ordan bağlarbaşındaki nasılsa açıktır diyerek geldiğimden olsa gerek o dallamada kapalıydı. Lanet olsun dedim benim saçlarım düz zaten fönlü gibi dedim demesine ama saçlarım bildiğin aslanbaşı modeli kabarmışş ve banyodan sonra tarak bile değmemiş haldeydi. İşe geldim,herkeslere sordum kimsenin tarağı yok tabi ki zaten şu http://piglettinsokit.blogspot.com/2011/08/kucuk-canta-insanlar.html yazımda da bahsettiğim gibi ben de olmazsa kimsede olmaz. (Kaldı ki ben başkasının tarağını kullanmayı göze almıştım) Tarak bulamadım.
Sonuç: Kabarık saç,üşüyen vücut, diz vermiş pantolon..

Kabus P.

PS:Siyah ceketim kayıptı şimdi de sütlü kahve pantolonum kayıp. Tövvbe yarebbim...

17 Ekim 2011 Pazartesi

Yazlık-kışlık yapma mevzu*

* Ömürden ömür gitme mevzu da denilebilir.

Yazlık-kışlık yapma işi vakit kaybı, yorgunluk, bel ağrısı, müsrifliğin boyutları ve giyinme odası hayalleriyle kelimeleriyle özetlenebilir. Senelerdir giyemediğin ama belki bir gün giyerim dediğin kazak, belki bir gün moda olur dediğin çizme-ki benim böyle bir çizmem var, alınış tarihi 2002 en son giyilme tarihi 2003 ya da 2004.. Çok ama çok eminim 1-2 seneye moda olacak ve zafer benim olcak, sakladığım yıllar yanıma kar kalcak,ihihihihihih- içine sığamadığın ama bu sene zayıflıcam kesin gireceğim dediğin etek her sene hurca girer çıkar(dı) Bu sene detoks manyaaa olarak buna izin vermedik ailece. Yaso’nun öncü olduğu detoks hareketi sonrası bildiğin dağ gibi verilecek kıyafet çıktı. Keşke akşam tekli koltuğun üzerine yığdığımız yığının fotoğrafını çekseydim de koysaydım şuraya,o zaman durumun vahimliği anlaşılırdı.Tabii bu esnada ay ben bir daha bir şey almıycamlar, çok müsrifsinler, sen alıyosun hepler, hayır ya ben onu çok seviyorum hayatta vermem verdirmemler giycem ben onu seneye’ler havada uçuştu. Yorgunluktan ve kıyafetleri deneyip çıkarmaktan yatağa kendini attığım sırada dedim ki içimden ‘ulan ahdım olsun evim giyinme odalı olcak böylece senede 2 pazarımı bu işe harcamayacağım ‘ Sadece kıyafetle bitmedi tabii.. Çantalardan da eleme yaptık. Gönül isterdi ki bütün çantalarım LV olsun ve veremeyecek kadar kıymetli olsun ama yokk. Kös kös verdim.. Bu akşam sıra ayakkabılarda...Yani işimiz çok...

Biliyorum bu çığlık tüm benim gibi 6 ayda bir Pazar gününü bu işe ayıranların çığlığı..İnşallah hepimizin bir Beyonce, bir Jennifer Lopez gibi evleri olur ve şu an ki evlerimizin toplam m2’si kadar giyinme odaları olur.
Amin.

Ps: Geçen sene zorla verdirdikleri kalın yün salaş örgü  dümbük kazak bu sene moda oldu. Ben demiştim ama vermeyelim giyeriz,en kötü evde giyeriz diye ama küçüğüm ya sallamıyolar beni bazı bazı..

Bu yazı giyinme odası olmayan, kıyafetlerini 6 ayda bir hurca tıkıp mevsimi gelince hurçtan çıktığı için ecüş bücüş olmuş olanları ütülemek zorunda olan, hurçları tıkıştıracak bazası olmayan, bazası olupta içi dolu olan ve tüm bunlara inat yine de o minnak evlerine sığmayı başaran tüm kadınlara ithaf edilmiştir.

Verdirmem P.
Çok şey değil sadece bir oda istiyoruz!

Hayat felsefesiyse hayat felsefesi ulan..

‘’Kimseye eyvallahım olmasın istiyorum’’ Hülya Avşar söylemis bunu röportajında. Belki de ömründe ilk defa doğru bir laf söylemiş. Ben de bunu çok istiyorum. Yaptığım saçmalıkları yapmak istemiyorum, yapsam bile pişman olmak istemiyorum. Sonra biri bana ben sana demiştim demesin istiyorum. Kimseyi takmak istemiyorum. Ayıp oluuur ama zihniyetinden kurtulmak istiyorum.
Yine aynı röportajda bir psikologun söylediklerinden alıntı yapmış, bayıldım. ‘’İnsan psikoljisinin bozukluğu,yaptıklarından ders almamasından kaynaklanır’’ Evet,bu tam anlamı ile benim..
Ders almıyorum. Her defasında yapmayacağım,başkaları için uğraşmayacağım diyorum ama yine yapıyorum ve başkalarının benim için böyle şeyler yapmamasına canımı sıkıyorum. Çünkü ben yapıyorum ya zannediyorum ki onlar da yapmalı.. En basitinden yılda bir iki defa görüştüğüm-ki o da mecburiyetten ya da çıkar ilişkisi gibi bir nedenden- biri beni sırf işi düştüğü için arıyor ve ben ona hayır ya ben senin için vakit öldüremem diyemiyorum. Gidiyorum 1,5 saat trafik çekiyorum Cumartesi gününde.. Çok ama çok kızıyorum kendime.. Ilke olmak istiyorum ya, Yasmin olmak istiyorum bu konuda, örnek almak istiyorum Ilke’yi,Yasmin’i ve tüm şekilde yaşayan insanları..
Yapacağım hem de çok ama çok kısa sürede.. Bana mutluluk vermesi gerekirken bana mutsuzluk veren her şeyi, herkesi hayatımdan çıkaracağım, beni yoran değil yormayan kişilerle görüşeceğim, kimseye karşı ezilmeyeceğim, sevmediğim hiç bir şeyi seviyormuş gibi yapmayacağım, sırtımda taşıdığım ve itmekten yorulduğum herkesi çıkaracağım hayatımdan..Sevmediğim insanları seviyorum demeyeceğim, beni yoran ve istemediğim her şeyi söküp atacağım. Belki yılbaşına çok var ama benim için yeni yıl kararları bugün şu dakika şu saatte alındı.

Just decided  P.


PS: Google'a just decided yazınca tek taş yüzük-evlilik-kutulu yüzük vs çıkması bence ironik.

14 Ekim 2011 Cuma

Güne başlarken...



Robbie Wiliams-Supreme
Tual- Tiryakinim
Lady Gaga- Ali Handir o
Amw Winehouse- Back to black
Rober Hatemo- Gurur
Robbie Williams- Feel
Levent Yüksel- Aşk mümkün müdür hala
Cemali- Duymak İstiyorum
Nedim Zeper- Şakası yok candır...

13 Ekim 2011 Perşembe

Zengin olsam, genel müdür olsam..

Genel müdür olsam, 35 yaşında ya da bilemedin 40 yaşında olsam, ayda 30-40 bin kazansam haaa bir de bekar olsam hayatta evlenmezdim. Parayı gönlümün istediği gibi harcar,takilirdim, gezerdim. Eğer erkek genel müdürsem aklımda zaten şu düşünce olurdu; e yakışıklıyım, zenginim, genel müdürüm bütün kızlar benim hepsi bana hasta koşarak bana gelirler... Kadın olsam da ulan bu kadar para kazanıyorum her şeyim var,e bi boyfriendimde var ne gerek var elin herifinin kahrını çekmeye diye düşünür evlenmezdim.

Haftaiçi it gibi çalışıp saçma sapan bir dünya toplantıya gireceğimden haftasonu kendime kalsın istediğimden evlenmezdim. Haftasonları bi kahve içmeye Milano’ya ya da Paris’e gitmek için evlenmezdim. Arkadaşlarımla takılmak için evlenmezdim.. Geç geldin, çocuk seni özledi bıdı bıdısını dinlememek için evlenmezdim. Çocuk yoksa senin işlerin yüzünden çocuk yaşımız geçti bıdı bıdısı için evlenmezdim. Her şeyi geçtim bu kadar maaş alıosun bu para nereye gidiyor, kenara para koyamıyoruz bıdı bıdısı için evlenmezdim..

Ah ben bir genel müdür olsam aylık 40 bin alsam neler yaparım neler.. Genel müdür olmama gerek yok aylık 40 bin alsam yeter... Gerçi kesin çok boktan bir genel müdür olabilirim, kötü olurum bir kere, kötü davranırım herkese..(yalannnnnn-salağım ben salak,herkese iyi davranırım yine, pehhh)

Bu konu nasıl evlilikle bağdaştı bilmiyorum sanırım bilinçaltım algıda seçicilik yaptı..

Dilemma P.

12 Ekim 2011 Çarşamba

Midnight Post

Gözlerimden uyku akıyor,yarın ne giyeceğimi belirlemedim, saçlarım çok güzel dalga dalga fönlü ama ben bilgisayar başındayım ve en az 1 saat daha burda olmak zorundayım. Facebook'a baktım vakit gecmiyor, twitte takıldım vakit geçmiyor baktım olacak gibi değil dedim şu an ki duygularımı yazıya dökeyim..

Güne güzel başlamak istiyorsan, koştur koştur servise yetişmek istemiyorsan, kafanda tasarladığın kombin uymazsa apışıp kalmamak istiyorsan akşamdan ne giyeceğini enine boyuna düşünmemn gerekir. Şansın varsa sabah güzel olursun, giymek istediğin çorap kaçık olmaz ve giyinir gidersin. Haaa yok olaylar tam tersi olursa, aptal bi kombinle işe gidersin, ayakkabın ya da çantan uymaz, sandviçini evde unutursun ya da hiç yapmaya fırsatın kalmaz ve servise koşarken-ki benim başıam hiiç gelmez çok şükür- terlersin=)

Bundan sonra gün güzel geçer eğer iş yerin b.ktan değilse,uykun gelmez zaten açılmıştır. Çalışır akşamı edersin çok şükür...

Buna da şükür buna da....

Şükür P.

11 Ekim 2011 Salı

Öküz insan modeli



Simdi bu yukarda gördüğünüz resimler öyle lise tuvaletinde falan değil kurumsal komacan bir firmanın tuvaletinde çekildi. Yani ben gerçekten anlam veremiyorum bu zihniyete.. A gerzek, a salak çok zor bir şey bu tuvalet kağıdını aşağıdaki demirden geçirmek? Yani ne olur eline mi yapışır,celebrity misin ki yapmıyorsun. Hayır,dışardaki dolaptan vs almışsın koca totonu kaldırıp ama oraya takmaya mı üşendin yani? Bırak şimdi ben o pis demiri ellemem ayaklarını.. Madem o kadar temizsin gerzek oğlu gerzek o zaman o halkaya geçmiş tuvalet kağıdını sürme narin ve temiz totona..Kaldı ki eminim o kağıt taktığın yerden senden sonra giren normal yerinde kağıt olmadığı fark edildiğinde uzanmaya çalışırken yere düşmüştür. Yani hijyenin mijyenin hikaye bebeğimmmmm.
Bir de bundan daha öküz insan profili var ki onlar da tuvalet kağıdını bitirip öylece çıkan hayvan-insan grubuna giriyor. Tuvalet kağıdını çöpe denk getiremeyen, dışarı işeyen kadınsı hayvanları saymıyorum daha da sinirlenmeyeyim diye.. Ulan ne güzeldi şurda 3-5 kadınken tuvalet. Nerde çokluk orda b.kluk diye boşa dememişler.
Acayip sinirliyim şu an anlatamam yani o derece sinirliyim,doğru yazdığımdan emin olamayacak ve kontrol edemeyecek kadar sinirliyim.
B.klar. İnsallah bunları yapanlar her gün kirlenmiş tuvalet kağıdı yerler!!!
Sinir topu P.

10 Ekim 2011 Pazartesi

Olamadımmm olamadımmm olamadımmmm!

Müdür yalakası olamadım, ah müdürüm tabii müdürümcü olamadım bu sebeple söyle bir elimden tutup beni yükseklere uçuran biri müdürüm olamadı.
Kendime mi kızayım yoksa bu sisteme mi kızayım bilemedim. Bir de benim elemanımcı müdürler var ki onlara ne desem bilemiyoum. Bu er kisiler her gittiği yere kendi elemanlarını götürüyor hemen onları kilit pozisyonlara getiriyor. Burda benim hin aklıma şu geldi.. Bu müdür kesin bi halt bilmiyor ve ekibi çalışşın kendi kaymağını yesin istiyor ya da güven duygusu eksik. Karşısındakinden iş isteyince yapamayacağınını düşünüyor sanırım ve haliyle güvenemiyor o sebeple kendi elemanını taşıyor her yere...Ya da kendi açıklarını kapatıyor. Neyse ne gerçi ama benden bir cacık olmaz bu anlamda..
Çook takdir ediyorum kendimi çokkkkk.

Olmazsın sen P.

9 Ekim 2011 Pazar

Her şey mi bizler için yaw!

Kadın olmak zor laflarını sevmiyorum ama kadınsal işler mevzu olunca insan böyle demeden edemiyor.
Sabah kalk ne giyeceğini düşün, ay bu onla olmaz şunla olur, yok ona bu çanta uymaz o zaman bunu giyeyim diye kafa patlat.Hadi onu buldun o sırada ooofffff onun altına giyecek rahat ayakkabım yok, lanet olsuna geçç.Sonra gün içinde ayaklarının ağrıması ile gün b.ktan bir şekilde devam eder. Sonra lenslerin makyajdan batar-ki makyaj yapma safhasını es geçtim- gözlerin kızarır. Sonra eve gelirsin üşenirsin onca işin gücün arasında makyaj çıkartmaya geceye kalır. Sonra gece 11 de gözünden uyku akarken önce yüzünü yıkarsın sonra rimelleri çıkarmakla cebelleşirsin sonra tonikle yüz silersin,sonra krem sürersin-diş fırçalama, diş ipiyle ince temizlik derken sen 11 de uyumayı planlamışken olur sana saat 11.30!!!

İşte bu sebeple kadın olmak zor, erkek olsan hadi ben giyindim çıkıyorum der çıkar, ben uyumaya gidiyorum der,dişini yalandan fırçalar ve gider yatar. O sırada mutfakta soğuyan yemek dolaba mı koncak, makine mi çalışstırılacak vs vs vs düşünmez.. Evli değilim böyle ön görülerim var evlensem neler yazcam kim bilir..

Lazerdi, ağdaydı onların acısına hiç girmiyorum...

Her şeyi baştan çözmüş P.

2 Ekim 2011 Pazar

Özledim...

Özledim..

Sabahları bağ pastanesinden sandviç alıp işe götürmeyi,boğazıma dizile dizile 10 dk içinde yemeyi..
Ayşegül'le öğlen dışarı çıkıp mantı yemeyi..
Kıvanç ile ne yapsamcılık oynamayı..
Eski ekip ile gecelerde deli gibi eğlenmeyi..
Bizim oraları..
Ben bir arka ofise gidiyorum deyip Pini ve Meryem ile Baçonet yemeyi..
Faruk'un yanına gidip ne olur bunlar demeyi...
Pazar klasiği olan; Beşiktaş-yağmur-çiğköfte-kanepe-baklavayı..
Ocman'ı heyecanla beklemeyi..
Ayaklarıma kara sular inene kadar gezmeyi...
Hayal kurmayı...
Akşamları yorgun argın 110'a binmeyi,o her akşam benle binen amcayı görmeyi..
Gaye'ye sen sosyal bir hiçsin demeyi,üstüne Niho ile kahkahayı basmayı...
Chiko ile Cafe Zone,Bohem günlerini..
Mutlu olmayı...
Plansız olmayı..
Zor olmayı..
Umut dolu olmayı...

Özledim işte..hem de çok...

P.

Huzur:Soyut

Tam yeni kayıda başlayacaktım ki yanlışlıkla bir yere değdi elim ve video yüklemeyi öğrendim ve aslında hemen üstte bunun için bir buton olduğunu gördüm.. Zor değilmiş..

Neyse de insanin her şeyi özlemesi güzel ama huzuru özlemek ayrı bir şey.. Özlediğin insanı bir şekilde görürsün eğer hala bu dünyadaysa,özlediğin şehre gidersin, özlediğin arkadaşınla buluşursun.. Ama özlediğin huzurun ne zaman geleceğini bilmezsin..Geliyor mu gelecek mi diye düşünmezsin ama beklersin..Huzurum olsun başka bir şey istemem diyen insanları zaman zaman hatta çoğu zaman anlıyorum..Para ile satın alınamayacak ender soyutlardan biri huzur ve özleyenin ona ulaşması için yapmayacağı bir şey yok.. Bazen sonuçlarını bilsen bile lades dersin huzurun olsun diye bazen sevmediğin durumlara katlanırsın ve sesini çıkarmazsın.. Koşup yakalayacağını bilsen kovalarsın ama neyin peşinden koşacağın bilmezsin ki...

Bir tek huzurum olsun başka bir şey istemem...

P.